30 Kasım’da başlayan COP28’in ilk haftası LGMA açısından şimdiye kadarki en başarılı başlangıçtı. Açıkçası kutlanacak çok şey vardı…
Şehirlerin ve bölgelerin sesi olan LGMA, ilk günden bu yana BM’nin yıllık iklim değişikliği konferanslarının (COP) her birine katılan yalnızca 3 sivil toplam grubundan biri. İlk COP, Mart 1995’te Almanya’nın Berlin kentinde düzenlendi ve COP1’de temsil edilenler arasında İş ve Sanayi STK’ları (BINGO), Çevre STK’ları (ENGO) ve Yerel Yönetim ve Belediye Yetkilileri (LGMA) bulunuyordu.
30 Kasım’da başlayan COP28’in ilk haftası LGMA açısından şimdiye kadarki en başarılı başlangıçtı. Açıkçası kutlanacak çok şey vardı…
Kayıp ve Hasar Fonu
COP28’in ilk günü Kayıp ve Zarar Fonu’nun faaliyete geçirilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Bu fon, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı savunmasız, gelişmekte olan ülkelere yardım etmek üzere kuruldu. Bu, yerel yönetimler açısından çok önemli bir gelişme çünkü herhangi bir UNFCCC ve hatta BM belgesinde ilk kez yerel yönetimlerin iklim fonlarına doğrudan erişimine değiniliyor.
Kayıp ve Hasar Fonu belgesinden alınan bu paragraf doğrudan bu gelişmeye atıfta bulunuyor.
Paragraf 20 (e): “Tüm gelişmekte olan ülkelerin, alt-ulusal, ulusal ve bölgesel kuruluşlar aracılığıyla da dahil olmak üzere, Fon kaynaklarına doğrudan erişmesine izin verir…”
Coalition for High Ambition Multi-level Partnerships (CHAMP)
1 Aralık’ta COP Başkanlığı CHAMP girişimini duyurdu. CHAMP’a imza atan ülkeler, “sıcaklık artışını 1,5 derecede sınırlamak ve adaptasyon ve dayanıklılığı artırmak amacıyla iklim strateji planlaması, finansmanı, uygulanması ve izlenmesinde yerel yönetimlerle uygulanabilir ve uygun olduğunda işbirliğini geliştirmeyi” taahhüt ediyorlar. CHAMP imzacıları aynı zamanda yerel yönetimlerin projelerini hayata geçirmek için “kamu ve özel finans kurumlarından gerekli kaynakları sağlamalarına yardımcı olmayı” da kabul ediyorlar.
ICLEI Genel Sekreteri Gino Van Begin’e göre, “CHAMP, 2015 Paris Anlaşması’ndan bu yana iklim mücadelesinde şehirler ve bölgeler için en önemli gelişme olmayı vaat ediyor…”
60’tan fazla ülke CHAMP’ı onayladı. Bunların arasında ise Türkiye henüz yok.
Yerel İklim Eylemi Zirvesi
Yıllardır şehirler ve yerel yönetimler (LGMA) iklim değişikliği gündeminde kilit bir oyuncu olarak tanınmak için mücadele ediyor. 27 COP’a sabırla katılan LGMA, COP28’de yerel yönetimler ve belediyelerin COP programına resmen dahil edildiğini gördü. COP28 Başkanlığı ve Bloomberg Philanthropies’in ev sahipliğinde 1 ve 2 Aralık’ta düzenlenen Yerel İklim Eylemi Zirvesi (LCAS) bir ilk oldu. LCAS, küresel ısınmanın 1,5 derecenin altında tutulması isteniyorsa şehirlerin ve bölgesel yönetimlerin COP programına ve süreçlerine entegre edilmesi gerektiği gerçeğini kabul etti. Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo’nun belirttiği gibi, “Şehirler olmadan Paris Anlaşması’na ulaşmak imkansız. Bu nedenle küresel iklim yönetiminin bir parçası olmaları gerekir.”
119 şehir, 2023 CDP (Karbon Saydamlık Projesi) A Listesi’nde yer aldı. Bu şehirler çevresel eylem, hırs ve şeffaflıkta küresel liderliği ortaya koyuyor. Bu listede Türkiye’den İstanbul ve İzmir yer alıyor.
Çok Düzeyli Eylem ve Kentleşme Pavyonu (MAU) Açılışı
1 Aralık Çok Düzeyli Eylem ve Kentleşme Pavyonu’nun da açılış günüydü. Açılışa katılan ileri gelenler arasında Nobel Ödülü sahibi ve iklim aktivisti Al Gore; BM HABİTAT Direktörü Maimunah Mohd Sharif ve İskoçya Hükümeti Birinci Bakanı Humza Yousaf vardı.
Yerel yönetimler, 2050 yılına kadar Net Sıfır’a ulaşmak için ele alınması gereken iki konuya dikkat çekiyor. Şehirlerdeki iklim mücadelesini finanse etmek için iklim fonlarının yerel düzeye ulaşmaları gerekiyor. Ve şehirlerin teknik kapasitelerini geliştirmeye; bilgiye, insan kaynaklarına ve inovasyona erişime ihtiyaçları var. Her iki mesaj da açılışta defalarca vurgulandı. Malmö Belediye Başkanı Katrin Stjernfeldt Jammeh, bu ihtiyacın altını çizdi: “Seragazı emisyonlarının %70’i şehirlerden kaynaklanıyor. Ancak küresel iklim finansmanının %15’ten azı yerel düzeye gidiyor.”
Al Gore’un mesajı hem umut hem de hayal kırıklığı yarattı: “Bu konuyu incelemeye zaman ayıran IPCC ve diğer kurumlar bize, emisyonları 2030 yılına kadar yarı yarıya azaltmak için ihtiyacımız olan her şeye sahip olduğumuzu söylüyor. Zamanımız azalıyor ama yine de bunu yapabiliriz. Ve 2050 yılına kadar Net Sıfır’a ulaşmak için ihtiyaç duyduğumuz tüm teknolojilere dair net bir yol haritamız var… Bu kriz karşısında ne yapacağımızı ve nasıl ilerleme kaydedeceğimizi biliyoruz… Yeşil enerjiye geçiş, şehirlerimizin havasını daha temiz hale getirir; insanlar daha sağlıklı olur. Kirli fosil yakıt yatırımlarıyla karşılaştırıldığında, yeşil enerjiye yapılan yatırım üç kat daha fazla istihdam sağlıyor. Ve hâlâ dünyanın dört bir yanındaki vergi mükellefleri, insanlığın geleceğinin yok edilmesini sübvanse etmeye zorlanıyor. Bu delilik!”
Şehirleşme ve İklim Değişikliği Bakanlar Toplantısı
COP28, LGMA açısından gerçekten çığır açıcı oldu. 27 yılın ardından COP28, yerel ve bölgesel liderlere yönelik iki resmi etkinliğe ev sahipliği yaptı. 2. Kentleşme ve İklim Değişikliği Bakanlar Toplantısı, aynı zamanda Çok Düzeyli Eylem Günü olan 6 Aralık’ta gerçekleştirildi. İlk Bakanlar toplantısı Şarm El Şeyh’te COP 27’de yapılmıştı.
BAE Enerji ve Altyapı Bakanlığı Müsteşarı Sharif Al Ulema, kentleşmenin iklim gündemindeki önemini vurguladı. “Şehirleri ve kentleşmeyi iklim gündeminin merkezine koymak için buradayız… COP 28, şehirlerin ve kentsel alanların iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolünü yükseltmeye yönelik bir platformdur.”
Çok Düzeyli Eylem ve Kentleşme Pavilyonu
Tüm bu etkinlikler gerçekleşirken, Çok Düzeyli Eylem ve Kentleşme Pavilyonu’nda dünya 4 köşesinden gelen şehirler yürüttükleri iklim eylemlerini paylaşıyor. Deneyimler, veriler ve bilginin paylaşıldığı pavilyon çok yoğun bir programa ev sahipliği yapıyor. Ve işin güzel tarafı, programları dinlemek için Dubai’ye gelmek gerekmiyor. COP’un ikinci haftasında da devam edecek programa ICLEI’nin Youtube kanalı üzerinden ulaşabilirsiniz.
What do you think?
Fikrinizi bilmek güzel. Yorum Yap.